ARADA BİR ES VER YAŞAMA

Gelgitler arasında çırpınan kalbin durması, bir karara varması ne kadar güç olur bazen. Karar veren hep beynimiz  aslında, peki neden yorulur zavallı yüreğimiz.

Ne iyidir? Kim kötüdür? Hayat nasıl daha iyidır;? Dert tasa nasıl son bulur? İşler güçler çoluk çocuk… sürer gider, yaşama dair günlük dertler.
Arada bir es vermek gerek, düşünmeye bile. Ne beyinle ne de yüreğinizle. Bırakın bugün düşünmeyi, yazdan kalma bu güzel günü hak ettiği gibi yaşamak gerek .
Önce bir derin nefes ve ardından beş duyu organımızla algılayalım kendi etrafımızdaki dünyayı…
Küçücük aralıktan gökyüzünü seyrediyor ve doyamıyorum.  Hiç göremeyenlerin olabileceğini düşünüp, yüreğim burkulsa da birden.  Evimin balkonundan, apartmanların arasından, oturduğum koltuk arkalığına başımı yaslayıp uzun uzun seyre dalıyor gözlerim. Ara ara uçan kuş öbeklerini, beyazlı grili bulutları, belli belirsiz uçak izleri…
Burnuma gelen baharın kokusu, ilk kez sonbaharla barıştırdı beni.
Havanın ılıklığı tüm vücut yüzeyime  yavaşça dokunuyor sanki.
Oyun parkındaki çocukların sesleri , bazen çığlık düzeyine ulaşsa da yinede ahenkli. Arada karga sesleri ve serçeleri duyabiliyor olmak bu şehirde şansın ta kendisi.
Keyifle aldığım biramın ilk yudumu, algıladığım diğer hazları bütünlüyor sanki.
İçimden tek gelen, derdi tasayı düşünmeyi  boş vermek oluyor, bu muhteşem yazdan kalma son günde.  Bugün es verdim kendime, hadi hep birlikte, kendi vedamızı sunalım hak eden bu güzel güne…

 Uzm. Psk.Dilek KILIÇ

Hiç yorum yok: