İnsan biyolojik, Psikolojik ve toplumsal bileşkedir. Son zamanlarda toplumsal tarafım çok yara
aldı.
Etrafımdaki insanların tutumları, bugüne kadar kimliklerim de
var olan değer yargılarıma, çok ters gelmekte. Kendimi değiştirmek, tutumumu
onlara uydurmaya çalışmak ,belki bir çözüm olabilir. Bu kez de içimin henüz o
değişim için yeterince olgunlaşmamış olduğunu görmek yine çaresizlik ve ikilem
içinde bırakıyor beni.
Yaşadığım toplum son 20 yılda oldukça değişim gösterdi.
Haliyle bizim de güncellenmemiz gerekir ki, uyum gösterip acı çekmeyelim. Hatta
son zamanlarda ki şu deyim bütün meseleyi açıklıyor; YA TARAF OL YA DA
BERTARAF. Maalesef bütün mesele bu.
Biyolojik varlığımız bizi bütünselliğe taşıyıp, yaşamımızın
devamını sağlamak adına, iç güdüsel olarak tüm gücü ile çabalar. Psikolojik varlığımız,
yaşam denilen süreçte olabildiğimiz maksimum iyi halde kalmamızı sağlar.
Toplumsal varlığımız, yaşadığımız toplumun birey için , bireyin de toplum için
var olmasını sağlamaya çalışır.
Toplum koşuşmaya başlamış ise, o zaman ne olacak? Psikolojik
varlığımızda vicdan dediğimiz bir terazi vardır. Bizi biz yapan değerler,
kimlikler, roller, öğretiler bu terazi içinde yer alır. Günün birinde topluma
aykırı düştüğünde kaos başlar. Vicdan der ki; doğruları yap. İyilik yap. Çıkarlarına
ters düşse de sen doğruluktan şaşma. Haksızlık gördüğünde karşı dur. Haklının
yanında ol , güçlünün değil. Tam da burada dananın kuyruğu kopar.
Haklının yanında olmak, doğruları söylemek eğer, otoritenin
(haksız ve güçlü erkin) altında seni eziyorsa
bir daha düşün. Güçlü otorite, Ya
Taraf Ol Ya Bertaraf derken sen ve senin gibi düşünenleri açıkça tehdit
etmiştir zaten. Sana düşen seçim yapmaktır. Ya haksızlığa karşı çığlık
atacaksın ki bedeli çok büyük, ya da vicdanını çöpe atıp topluma uyacaksın ki,
bunun da bedeli çok büyük. İşte bu iki seçim arasında kalmak kişiyi bitirir.
Vicdanını çöpe atarsan psikolojik dengen sapıtır, ruhun
hastalanır, eksik insan olursun.Topluma uymaz karşı gelirsen, biyolojik bütünlüğün
tehlike altına girer, özgürlüğün ve hatta canın elinden alınır.
Bu durumda, etrafına, arkadaşlarına ve en yakınlarına
bakarsın. Sana Vicdanını çöpe atmanı salık verirler. En acısı da budur. Siz
nasıl dayanıyorsunuz ? diye sorarsın; cevap yoktur.
Yalnızca bir ritim
tutturmuş, yaşamaya devam ettiklerini görürsün... Yaşamak mı sadece canlılığını
devam ettirmek mi anlayamazsın.
Sonra kendi kendine sorarsın? Ben neden böyleyim? Cevap
açıktır; algıların ve farkındalıkların oldukça açık, vicdan terazin hassas ve
doğru bir insansın. Sürecin zorluğunu fark et. Bunun bir döngü olduğunu,
kötülüğün ve kaosun bile sonu olduğunu hatırla. Derin bir nefes al...
Yılma ve devam et. Bütünlüğünü korumak ve dengeyi bulmak
için iç huzuruna yönel. Doğaya ve hayvanlara daha yakın ol. Sana iyi gelen
rutinlerini bırakma. Ailece yılbaşı ağacı süslemeyi ve yeni yıldan bir şeyler
dilemeyi ihmal etme.
Yani yaşamdan umut kesme, hala nefes aldığını unutma ve
devam et...
Uzman Psikolog DİLEK KILIÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder